Kayıtlar

Amok Koşucusu (Stefan Zweig)

Amok Nedir? Bu kitap adını Uzakdoğu’da bir tür cinnet halini anlatmak için kullanılan “Amok” tan alır. Bu haldeki kişi elindeki delici, kesici aletle etrafa zarar vererek durmadan koşar. Kitap, bir transatlantik kazası ile başlar. Kitapta, bu kaza yaşanmadan önce, gemide yolcu olan birinin yaşadıklarını anlatması yer alır. Gemide kamarasında durmaktan sıkılan hatta duramayan bu yolcu, güvertede sakin bir yer bulur. Acele ile bilet aldığı için küçük, basık, makina dairesine çok yakın ve küçük bir penceresi olan kamara denk gelmiştir.Çok ses gelir, havası yoğun ve boğucudur. Güvertede gökyüzünü izler, ne kadar da büyüleyici gözüktüğünü farkeder.Bu sırada bir öksürük ile yalnız olmadığını anlar. Karşı tarafta biri oturuyordur. Bir süre orada oturduktan sonra kamarasına gitmeye karar veren yolcuya arkasından seslenir, o farkettiği kişi. Onu gördüğünü kişisel sebeplerden ötürü kimseye söylememesini ister. Sonraki gece, tekrar güverteye çıktığında o adamla karşılaşır. Daha sonra bu adam, yol...

Satranç (Stefan Zweig)

Czentovic ailesini küçük yaşta kaybetmiş, bu duruma acıyan bir papaz onu yanına almıştir. Czentovic içine kapanık asosyal tüm gün evin işleri ile uğraşan güvenilir bir çocuktu. Yalnızca içine kapanık olması garipti. Czentovic e bakan papaz her akşam jandarma komutanı ile bir kaç el satranç oynar bu sırada küçük Czentovic kıpırdamadan onları izlerdi. Bir gün bir kişinin papaz ile acil bir işi olur ve papaz oyunu yarıda bırakıp gitmek zorunda kalır. Çocuk kaldığı oyunu devam ettirir ve satranca yeteneği olduğu fark edilir. Papaz çocukla da oynamaya başlar ama onun onlardan çok üstün olduğunu daha iyi rakiplerle oynaması gerektiğini düşünür ve yakın bir kasabaya götürür. Czentovic burada iyice ünlenir ona karşı olan ilgiyle de artık kendini beğenmeye başlar. Satranç da o kadar ilerler ki dünya şampiyonu olur. Bu hikaye anlatıcımızın baya ilgisini çeker, onunla tanışmak istese de kendini beğenmiş pek fazla kimse ile konuşmayan Czentovic le bir türlü istediği iletişimi kuramaz. Bir gün bir...

Yeşilin Kızı Anne

Marilla ve Matthew Cuthbert kardeşler kendilerine çiftliklerinde yardım etmesi icin Bayan Spencer aracılığıyla yetimhaneden bir erkek çocuk sahiplenmek isterler.Yaşı geçmiş olan Bay Cuthbert için bu iyi bir fikir olmuştur.Ancak işler pek de umdukları gibi gitmez.Çünkü bir erkek çocuk için başvurdukları yetimhaneden onlara dokuz yaşlarında hayat sevinciyle dolu küçük bir kız çocuğu gönderilmiştir.Bu sevimli çocuk yüzündeki çiller ve masmavi gözleriyle farklı kabul edilen Anne Shirley'dir.En belirgin özelliklerinden biri ise çok konusmasidir. Bayan Cuthbert gönderilen bu kızi tekrar yetimhaneye gönderme yanlisidir ancak Bay Cuthbert ise bu sevimli küçük tatlı kızın kendilerinde kalmasını istemektedir.Anne ise bu tutumlardan habersiz Green Gables'ta kendisini evlat edinen bu kardeşlerden ve artık burda yaşayacağindan dolayı pek mutludur.Marilla zor bir kararın ardından Anne'in onlarla birlikte kalmasına izin verir. Aradan geçen zamanla birlikte Marilla Anne'e alışır.Matthe...

İnsan Ne İle Yaşar? (Tolstoy)

Kunduracı Simon, karısı ve çocuklarıyla birlikte bir köylünün evinde oturuyordu. Kazancı, ancak boğazlarına yetiyordu.Bir gün evinden kaban almak için çıkti.Ancak parası yoktu.Kendisine borcu olanlardan para alarak bir kaban almayi yegliyordu.Fakat kendisine borcu olan kime vardiysa hicbirinin parası yoktu.Sadece borcundan biraz para alabilmisti.O parayla da kaban alamayacagindan bir bira alarak evine doğru soğukta yürümeye başladı.Evine doğru giderken kilisenin yanında çırılçıplak, heykel gibi duran bir adam gördü. Önce, hızlı bir şekilde oradan uzaklaştıysa da sonra insanlığından utanarak geri döndü. Bu genç bir adamdı. Hemen, üstünden ceketini çıkardı ve adamın sırtına geçirdi. Kuşağını da beline bağladı. Yetmedi, ayağındaki çizmeleri de çıkarıp adama giydirdi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, kalacak yeri yok diye, alıp evine getirdi. Bu arada adının Mihail olduğunu öğrendi. Simon bu işe kızmak için ağzını açacaktı ki, adamın uşağı kapıdan içeri girdi. Efendisinin öldüğü için çizmeye...

Küçük Prens (Antonie de Saint-Exupéry)

Yazarımız aynı zamanda bir pilottur.Afrika yakınlarında uçağı bozulur ve çöle iniş yapmak zorunda kalır.Coldeyken yardım isteyecek kimsesi yoktur ve sadece 8 günlük suyu kalmıştır.Pilot uyurken “Bana bir koyun resmi çizer misin?” diyen Küçük Prens’in sesiyle uyanır. Kimseye benzemeyen sarı saçlı küçük bir çocuktur bu. Pilot, farklı bir gezegenden gelen Küçük Prens’e önce fil yutan boa yılanını çizer. Prens, “Ben fil yutan bir boa yılanı istemiyorum” der. Pilot şaşırır, çünkü kimse o güne kadar bu resmi anlamamıştır. Bir kaç denemeden sonra kapalı bir kutu çizer, içinde koyun var der. Prens bu resme bayılır. Küçük Prens kendi hikayesini anlatmaya başlar. Biri sönmüş üç volkanı ve harika, evrende eşi benzeri olmayan bir çiçeği olduğunu sözler. Küçük Prens baobap ağaçlarıyla kaplı küçük bir gezegende tek başına yaşadığını söyler. Çiçeğini bırakıp yeni yerler öğrenmek keşfetmek için yaptığı gezileri, gezilerinde tanıştığı birbirinden farklı insanları, bu insanların mesleklerini, ilgi alanl...

Şeker Portakalı (José Mauro de Vasconcelos)

  Zeze evin zeki bir çocuğudur.Zeki olmasina karşın hayatı bir o kadar da hüzünle geçen bir çocuktur.Ailesi sürekli olarak maddi sıkıntılar çektiği için bu durum Zeze'yi ister istemez etkilemektedir.Kalabalik bir aileye sahip olan Zeze'nin toplamda 5 kardeşi vardır.Babasi işten kovulmuş ve bunalıma girmiş, ailenin tüm maddi gücünü annesi üstlenmiştir.   Zeze çevresi tarafından yaramaz bir çocuk olarak adlandırılmaktadır.Yapmis olduğu yaramazliklarin aslından onun yalnızlığı tarafından kaynaklandığı bilinmez.Bundan kendisi de haberdardır hatta kendisi için "Noel'de benim için Bebek İsa yerine Bebek şeytan doğar." Der.   Daha okula gitmeden zekası ile çevresini hayrete düşürmustur.5 yaşındayken okumayı kendi başına sokmesi herkesi şaşkınlık içinde bırakır.Bunj gören ailesi onu erkenden okula yazdırir.Bundan dolayı da yaşıtlarından erken olarak 5 yaşında okula başlamıştır.Okulda çevresinin aksine saf ve uslu bir çocuk olarak bilinmekteydi.Okuldaki arkadaşları tarafın...