Küçük Prens (Antonie de Saint-Exupéry)

Yazarımız aynı zamanda bir pilottur.Afrika yakınlarında uçağı bozulur ve çöle iniş yapmak zorunda kalır.Coldeyken yardım isteyecek kimsesi yoktur ve sadece 8 günlük suyu kalmıştır.Pilot uyurken “Bana bir koyun resmi çizer misin?” diyen Küçük Prens’in sesiyle uyanır. Kimseye benzemeyen sarı saçlı küçük bir çocuktur bu. Pilot, farklı bir gezegenden gelen Küçük Prens’e önce fil yutan boa yılanını çizer. Prens, “Ben fil yutan bir boa yılanı istemiyorum” der. Pilot şaşırır, çünkü kimse o güne kadar bu resmi anlamamıştır. Bir kaç denemeden sonra kapalı bir kutu çizer, içinde koyun var der. Prens bu resme bayılır.
Küçük Prens kendi hikayesini anlatmaya başlar. Biri sönmüş üç volkanı ve harika, evrende eşi benzeri olmayan bir çiçeği olduğunu sözler. Küçük Prens baobap ağaçlarıyla kaplı küçük bir gezegende tek başına yaşadığını söyler.
Çiçeğini bırakıp yeni yerler öğrenmek keşfetmek için yaptığı gezileri, gezilerinde tanıştığı birbirinden farklı insanları, bu insanların mesleklerini, ilgi alanlarını pilota anlatır.
Gezdiği gezenlerin birinde her şeyi yönettiğini ve kontrol ettiğini düşünen bir kral, diğerinde kendini beğenmiş bir adam, bir başkasında sürekli sayılarla ve hesaplamalarla uğraşan bir iş adamı, birinde devamlı fenerini yakıp söndüren bir fenerci ve birinde de devamlı içen bir sarhoşla karşılaşır. En sonuncu gezegende buluşlarını kaybeden bir kaşife rastlar. Kaşif ona dünyaya gitmesini söyler. Böylece prensimizin gittiği yedinci gezegen dünya olur. Dünyada bir tilkiyi evcilleştirir.
Tilki ona bir sır verir: “İşte sırrım, çok basit: En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.” der. Diğer gezegenlerde gördüğü karakterlerin aynısının dünyada binlerce olduğunu görür. Böylece bir yıl kaldığı dünyadan kendi gezegenine dönmek ister. Çünkü orada bakmak zorunda olduğu bir çiçeği vardır. Aslında o çiçekten dünyada binlercesi vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler. Ayrılık pilotumuz için zor olur çünkü aradığı konuşma arkadaşını çok geç bulmuştur. 
Küçük prens kitabın sonunda kayboluyor.Öldü mü? Yoksa yaşıyor mu bunu bilemiyoruz.Fakat bedeni artık burada değil.pilotumuz da uçağı tamir edip ülkesine döner. Hiçbir zaman prensi unutamaz ve altı yıl sonra bu öyküyü kaleme alır. “Eğer yolunuz Afrika’ya düşerse, eğer bir çocuk size doğru geliyorsa, gülüyorsa, altın sarısı saçları varsa o olduğunu hemen anlayacaksınız. O zaman n’olur, beni böyle kederler içinde bırakmayın geri döndüğünü yazın…” diyerek öyküsünü sonlandırır.